1 Gün: İstanbul-BarselonaSabiha Gökçen Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde buluştuktan sonra check-in işlemlerini tamamlayarak Pegasus Havayolları’nın PC 1091 sayılı tarifeli seferi ile 10.45’de Barselona Havalimanı’na doğru yola çıkacağız. Yerel saat ile 13.35’te şehre vardıktan sonra panoramik Barselona turumuzu gerçekleştirmek üzere özel otobüsümüze bineceğiz. Katalonya Özerk Topluluğu’nun başkentinde ünlü mimar Antoni Gaudi’nin muhteşem eserleriyle süslediği caddelerde dolaşırken, 1882 yılından bu yana inşa edilmekte olduğundan “Bitmeyen Kilise” olarak da bilinen ve şehrin en ünlü yapısı olan Sagrada Familia Bazilikası’nın ve günümüzde konut olarak kullanılan Casa Battlo ile Casa Milla’nın (La Pedrera) dış cephelerinin, balkon demirlerinin mükemmel tasarımıyla gözlerimiz kamaşacak. Neredeyse bir Gaudi eserleri açık hava müzesi işlevi gören şehrin en gösterişli parkı Park Guell; şehrin merkezi buluşma noktası Plaça de Katalunya; turistik bir cadde olan Las Ramblas; Plaza Real; spor tutkunlarını heyecanlandıracak Port Olimpic ve Nou Camp; on dört yaşında geldiği Barselona’da kendine yaşam kuran Pablo Picasso’nun eserlerinin sergilendiği Picasso Müzesi binası; Joan Miro’nun eserlerinin sergilendiği Miro Müzesi binası; şehrin pek çok noktasından görülen gösterişli Tibidabo da panoramik turda göreceklerimiz arasında yer alacak. Ardından yerleşmek üzere otelimize geçeceğiz. Akşam dileyen misafirlerimiz rehberimizin ekstra düzenleyeceği Barselona Gece Turu ve Gotik Mahalle Turu’na (30 Euro) katılabilecekler. Avrupa’nın uyumayan kenti olarak ünlenen Barselona’nın bohem yüzünü tecrübe edeceğimiz bu turda El Bario Gotico olarak bilinen eski kent yerleşimini göreceğiz. Kentin merkezinde geçmişin tüm dokusunu olduğu gibi koruyan bölge bizleri hem tarihe hem de eğlenceye doyuracak. Barselona Katedrali’nin, Augustus Tapınağı’nın, bölgenin en ünlü sokağı olan Carrer del Bisbe’nin bulunduğu alandan çıkınca akşam yemeği için Las Ramblas Caddesi’ne geçeceğiz. Sonrası serbest zaman.
2 Gün: BarselonaKahvaltının ardından serbest zaman. Dileyen misafirlerimiz ise rehberimizin ekstra düzenleyeceği Girona ve Figueres Turu’na katılabilecekler (65 Euro). Yaklaşık iki buçuk saat sürecek yolculuğumuza başlamak üzere otobüsümüze bineceğiz ve Onyar Nehri’nin kıyısına kurulan, ilk bakışta Floransa’yı anımsatan, yörenin en zengin kenti Girona’ya varacağız. Patrick Süskind’in romanından uyarlanan etkileyici Koku filminin yanı sıra popüler Taht Oyunları dizisinin bir bölümünün çekimlerinin yapıldığı, unutulmaz manzaralarıyla akılda yer eden şirin bir Ortaçağ kenti olan Girona’da yapacağımız panoramik turda daracık sokaklarda yan yana dizilen, altı dükkân olarak kullanılan küçük evleri; şehrin girişine yerleştirilen ve Yahudilerle Hıristiyanları ayırmak için şifre olarak kullanılan ünlü aslan heykelini; Fransız mimar Eiffel’in inşa ettiği köprüyü; yüksek ve uzun basamaklarla varılan Saint Feliz Kilisesi’ni; Saint Mary Katedrali’ni; katedral müzesini; sinema müzesini; Yahudilere ait mezuzalı evleri göreceğiz. Ardından otobüsle yola devam ederek Pirene Dağları’nın manzarası eşliğinde Figueres şehrine geçeceğiz. Fırınlardan yayılan iştah açıcı kokular ve gerçeküstücü ressam Salvador Dali’nin izleriyle karşılanacağımız şehirde Figueres doğumlu ressamın bizzat dekore ettiği tiyatro-müze-evini gezeceğiz. Günümüzde Dali Tiyatrosu ve Müzesi olarak hizmet veren bu üç katlı müze-evde gördüğümüz hemen her şey bizleri adeta ressamın zihninde bir gezintiye çıkaracak. Her eserin milyonlarca dolar ettiği tiyatro-müze-evin bahçesine gömülen Dali’nin vaftiz edildiği kiliseyi de gördükten sonra askeri mühendislik harikası olarak MS 8. yüzyılda inşa edilen Sant Ferran Kalesi’ne çıkarak şehri kuşbakışı seyrederek dinleneceğiz. Ardından otobüsümüzle Barselona’ya, otelimize döneceğiz.
3 Gün: Barselona-ValensiyaKahvaltımızı otelde yaptıktan sonra otobüsümüzle Valensiya`ya gitmek üzere yaklaşık dört buçuk saatlik bir yolculuğa çıkacağız ve şehre vardıktan sonra panoramik turumuza başlayacağız. Son günlerde ülkemizde de sevilerek tüketilen paellanın anavatanı olan, İspanya’nın en büyük liman şehri Valensiya’da Sanat ve Bilim Müzesi binasını; Avrupa’nın en büyük akvaryumunu; Plaza de la Virgen’de bulunan, Romanesk, Gotik ve Barok üslupları harmanlayan mimarisiyle öne çıkan katedrali; Barok dış cephesiyle eski İpek Borsası binasını; tarihi çarşıyı; seramik müzesi binasını; şehrin “Sistine Şapeli” olarak anılan San Nicolas de Bari ve San Pedro Martir Kilisesi’ni göreceğiz. Panoramik turun son ermesiyle dinlenmek ve konaklamak üzere otelimize yerleşeceğiz.
4 Gün: Valensiya-(Cordoba)-SevillaOtelde yapılacak kahvaltının ardından İspanya`nın dördüncü büyük kentine, flamenkonun ve tapasın anavatanına doğru yola çıkacağız: Sevilla. Endülüs başkenti ve geçmişte sömürge ticaretinin merkezi Sevilla yolu üzerinde dileyen misafirlerimiz rehberimiz tarafından düzenlenecek olan ekstra Kurtuba (Cordoba) Şehri ve Kurtuba Camii Turu’na katılabilecekler (45 Euro). Endülüs medeniyetinin merkezi ve başkenti olan Kurtuba’ya etrafını çevreleyen surlardan geçerek gireceğiz. Madrid’deki Plaza Mayor’un bir benzeri olan Plaza de la Corredera’dan geçtikten sonra Yahudi mahallesine, La Puerta de Almadovar’ı, on dördüncü yüzyılda yapılan Alcazar de los Reyes Critianos saray kompleksini, hemen yanında bulunan, günümüzde katedral olarak hizmet veren, MS 900’lü yıllarda inşa edilen Kurtuba Camii’ni (La Mezquita Katedrali) görecek ve Sevilla`ya doğru yolumuza devam edeceğiz. Guadalgivir Nehri’nin kıyısında kurulmuş şehirde panoramik bir tur yapacağız. Filmlere, dizilere, romanlara, hatta operaya bile konu olan kente geldiğimizde bazen Rossini’nin Seville Berberi bazen de Bizet’nin ünlü Carmen operasından aryalar zihnimizde canlanacak. Özellikle de şehre vardığımız sırada çöken akşam loşluğunda, Carmen’e sahne olan tütün fabrikasını gördüğümüzde… Parque de Maria Luisa bünyesindeki Plaza España; bu meydanın bir yanında bulunan ve İspanya’daki tüm tarihi yapıları bir arada görme fırsatı sunan çiniler; bir zamanlar Amerika kıtasından getirilen altınların saklandığı, kent savunması için inşa edilen Torre del Oro; heybetli yapısıyla herkesi kendine hayran bırakan Sevilla Katedrali de bu turda göreceğimiz başlıca şehir hazineleri arasında yer alacak. Ardından yol yorgunluğunu atmak ve konaklamak üzere otelimize yerleşeceğiz. Akşamı eğlenceli bir ortamda geçirmek isteyen misafirlerimiz ekstra düzenlenecek Flamenko Gecesi’ne katılabilecekler (55 Euro).
5 Gün: Sevilla-GranadaOtelde yapılacak kahvaltının ardından Endülüs’ün en görkemli, masalsı ve hülyalı kenti Granada`ya gitmek üzere otobüsümüzle yola çıkacağız. Yol üzerinde arzu eden misafirlerimiz ekstra düzenlenecek Ronda Kasabası Turu’na katılabilecekler (40 Euro). Boğa güreşlerinin doğum yeri olarak bilinen Ronda’da Puento Nova üzerinde durup kasabaya kuşbakışı baktıktan sonra Kraliçe Isabella ve Kral Ferdinand’ın sarayı Mondragon’u görecek, ardından Plaza Duquesa de Parcent’e geçerek meydanın sunduğu Gotik ve Rönesans mimarisi şölenini izleyeceğiz. İlginç bir deneyim yaşamak isteyenler meydanın hemen yanındaki Haydut Müzesi’ni gezebilecekler. Ronda’yı özel kılan bir başka özellik olarak, Endülüs Emevileri döneminden kalma hamamları da görme fırsatımız olacak. Ardından Sierra Nevada Dağları’nın eteklerindeki üç tepe üzerine kurulu Granada’ya (Gırnata olarak da bilinir) doğru yola devam edeceğiz. Önce panoramik şehir turu yaparak Plaza Bib Rambla, Plaza Nueva, Capilla Real, Capilla Mayor, hemen karşısında yer alan Alcaiceria’nın girişi, Al Madraza gibi kent simgelerini ve Kristof Kolomb’u keşiflerini gerçekleştirebilmek için Kraliçe Isabella’dan destek isterken gösteren heykeli göreceğiz. Tur bitiminde dileyen misafirlerimizle ekstra El Hamra Sarayı Turu (65 Euro -Sarayın rezervasyon durumunun müsaitliğine bağlı olarak gerçekleştirilir) yapacağız. Kırmızı tuğlalar ve kiremitlerden yapıldığı için “kırmızı” anlamına gelen Hamra adıyla anılan, gerçek bir matematik mucizesi olarak görülen, içindeki Arifler Bahçesi, Nasriler Sarayı, V. Carlos Sarayı ve sütunlu girişiyle El Hamra, çağlar boyunca her kültüre yaptığı gibi bize de kucak açacak. Ahşap doğramalarından duvar süslemelerine, çinilerden bahçe düzenlemesine kadar her şeyiyle büyüleyici bir ortam sunan El Hamra Sarayı'ndan sonra bu rüyanın etkisinin sürmesi ve dinlenmek üzere mola vereceğiz. Akşamı eğlenceli bir ortamda geçirmek isteyen misafirlerimiz ile ekstra düzenlenecek olan Sacra Monte Gece Turu (45 Euro). Granada‘da yaşayan çingenelerin farklı Flamenko yorumunu izlerken hepimizin aklına Yahya Kemal’in şu dizeleri gelecek: “Zil, şal ve gül… Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı”. Ardından otobüsümüzle otelimize transfer ve geceleme.
6 Gün: Granada-MadridKahvaltıdan sonra otobüsümüze binerek Madrid’e doğru yola çıkacak ve panoramik şehir meydanları turuyla gezimize başlayacağız. Rotamızı Güneş Kapısı olarak bilinen Puerto del Sol’e çevirecek, öncelikle kentin sembolü olan meyve ağacı koklayan ayı heykelini göreceğiz. Rehberimizde gerçekte bir kapının bulunmadığı bu alanda yer alan Casa de Correos’un önünde yerde duran “Sıfır Kilometresi” adlı yer döşemesinin, günümüzde yılbaşı kutlamalarının yapıldığı bu alanda bulunan saat kulesinin hikâyelerini dinleyeceğiz. 1894 yılında açıldığından bu yana faaliyette olan Chocolateria San Gines’den yayılan müthiş çikolata kokuları eşliğinde devam edeceğimiz panoramik meydan gezimizde İspanya’da Habsburg hanedanının izlerini taşıyan, kentin kalbi konumundaki Plaza Mayor’u; meydanın ortasında duran, meydanı yaptıran III. Felipe’nin atlı heykelini; etrafımızı çepeçevre saran üç katlı, toplam 237 balkonlu, altı kemerli geçitlerle örülü binaları göreceğiz. Meydanın hemen arkasındaki sokakta ünlü ressam Francisco de Goya’nın gençliğinde bir süre garsonluk yaptığı, Hemingway’in Madrid’deki uğrak noktası olan, 1725 yılında kurulan ve Guinness Rekorlar Kitabı’na göre “halen faaliyette olan dünyanın eski lokantası” sayılan Sobrino de Botín de göreceğimiz yerler arasında. Ardından bir yanında Madrid Kraliyet Sarayı’nın bir yanında Kraliyet Tiyatrosu’nun diğer yanında Kraliyet Manastırı’nın ve ortasında Kral IV. Felipe’nin atlı heykelinin bulunduğu Plaza de Oriente’e; kentin önemli bir başka meydanı olan Plaza Independencia’ya ve burada bulunan, Madrid’in ulusal anıtlarından Alcalá Kapısı’na uğrayacağız. Hem Amerika kıtasını keşfeden kâşif Kristof Kolomb’un anısını yaşatmak hem de XII. Alfonso ile Orleanslı Maria de las Mercedes’in evliliklerini kutlamak için dikilen heykeli içeren Plaza de Colón’da ise ünlü Ulusal Kütüphane binasını ve ayrıca Arkeoloji Müzesi’ni göreceğiz. Kentin en ünlü ve gözde meydanlarından biri olan Kibele Meydanı’na (Plaza de Cibeles) geçtiğimizde karşımıza çıkan Kibele Çeşmesi’nin çağıldayan suyunun yaydığı serinlikle ferahlayacak, Madrid’in gururu sayılan bu yerde tur rehberimizden Roma döneminden beri Anadolu topraklarının tanrıçası olan Kibele’nin İspanya’ya kadar uzanan serüvenini dinleyeceğiz. Real Madrid maçlarıyla özdeşleşen bu meydandaki göz kamaştırıcı sarayı, on dokuzuncu yüzyıl sivil mimari örneği olan İspanya Bankası binasını ve diğer tarihi yapıları da görme fırsatı bulacağız. Yaklaşık 37 bin metrekarelik bir alanı kapayan Plaza de España ile devam edecek gezimizde bizleri La Mançalı Don Kişot’un yaratıcısı, İspanyol edebiyatının en önemli ismi Cervantes’in heykeli karşılayacak. Alanın etrafını saran binalar arasında bir süreliğine de olsa dünyanın en uzun binası sayılan Torre de Madrid’in; ateş tuğlasıyla örülmüş basamaklı cephesiyle dikkat çeken Edificio España’nın; Asturya Madencilik Şirketi için on dokuzuncu yüzyılın sonunda inşa edilen, çarpıcı güzelliğiyle hayranlık uyandıran Edificio de la Compañia Asturiana de Minas’ın; etkileyici bir modern mimari örneği olan Casa Gallardo’nun kente kattığı enerjiyi hissedeceğiz. Madrid’in eğlence, kültür ve sanat merkezi olarak da bilinen “büyük caddesi” Gran Via’dan geçerek etkileyici panoramik meydan turumuzu bitirip Madrid’deki otelimize yerleşeceğiz.
7 Gün: MadridKahvaltının ardından serbest zaman. Dileyen misafirlerimiz rehberimiz tarafından ekstra düzenlenecek Toledo Turu’na katılabilirler (55 Euro). UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, sanatseverlerin ünlü Yunan ressam El Greco’yla ve Louis Buñuel ile Salvador Dali’nin Bir Endülüs Köpeği adlı filmiyle özdeşleşen kent olarak tanıdığı Toledo, İspanya’nın özerk bölgelerinden biri olan Kastilya-La Mancha’nın başkenti. Keltlerden Roma İmparatorluğu’ndan Vizigotlara, Endülüs Emevilerinden Habsburglara kadar pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapan, kılıç imalatıyla ünlü Toledo gezimizde ilk duraklarımız yıkılarak yerine cami yapılan bir Vizigot katedralinin bulunduğu yere on beşinci yüzyılda inşa edilen, Velázquez, El Greco, Rubens ve Goya gibi ressamların eserleriyle süslenen katedral ve şehrin en yüksek kesimine MS 3. yüzyılda kurulan, tarih boyunca pek çok işgale uğrayıp savaşa sahne olan, farklı dönemlerde saray, kale, hatta hapishane olarak kullanılan Alcázar olacak. Latin Amerika’da yaptığı Aztek kıyımıyla tanınan Hernan Cortes’ten İspanyol Engizisyonu’nun kurduğu mahkemelerin yargıçlarına, Nazilerin ikinci lideri sayılan Heinrich Himmler’e kadar ünü pek de iyi olmayan pek çok tarihi ismi ağırlayan, günümüzde askeri müze gibi hizmet veren Alcázar’da tur rehberimizin anlatacağı pek çok ilginç bilgiyi dinledikten sonra Kraliçe Kastilyalı Elizabet’in yaptırdığı San Juan de los Reyes Manastırı’na gideceğiz. Fransisken tarikatının tüm öğelerini barındıran manastırın muhteşem süslemelerini gördükten sonra Yahudi ve Arap mutfağının mükemmel lezzetlerini barındıran kent lokantalarında duraklayacağız. Endülüs Emevileri döneminden beri yapılan, bölge mutfağının simgesi haline gelen lezzetli badem ezmelerinin tadına bakacağız. Kentte varlığını sürdüren en büyük Endülüs mimarisi örneği olan, MS 999 yılında inşa edilen Cristo de la Luz Camii’ne gittikten sonra El Greco’nun da yaşadığı Yahudi mahallesinde yürüyüş yaparak, kentin köprülerini göreceğiz. El Greco Müzesi’ne uğradıktan sonra La Manchalı Don Kişot’un doğup büyüdüğü bu topraklardan ayrılıp otobüsümüze binerek Madrid’e doğru yola çıkacağız.
8 Gün: Madrid-İstanbulKahvaltıdan sonra otobüsümüzle Madrid Havalimanı’na gideceğiz. Bagaj ve check-in işlemlerini tamamlayarak Pegasus Havayolları’nın PC 1100 sayılı tarifeli seferiyle 14.50’de İstanbul’a doğru yola çıkacağız. 20.05’te İstanbul’a vardığımızda turumuz da sona erecek. Buna Gidelim diyebileceğiniz bir başka Bodisa Travel tur programında buluşmak dileğiyle.